Aslında her şey çok ani ve son derece planlı gelişti.. Biraz çelişkili başladı yazı farkındayım ama cidden aynen bu şekilde gerçekleşti Rode macerası. Son derece ani ve son derece planlı!
Nasıl mı?
Uzunca bir zamandır ev arkadaşım Hakan’la çeşitli planlar yapmaktaydık. İkimizin de ilgi alanları aşağı yukarı aynı olduğu için; evimizde boşta olan 1 odayı home studio yapma gibi bir düşüncemiz vardı. Ve tabii o home studio sayesinde gerçeğe dönüşecek projelerimiz. Bir home studio’da olması gereken ekipmanları öğrenci bütçemizle bir anda toplayamayacağımız için biraz zamana bırakıp; “olmuşken olabildiğince kalitelisi olsun!”prensibini benimsedik. Nitekim; elimize geçen ilk fırsatı da bir güzel değerlendirdik!
Neyi değerlendirdik?
Bu sene yaklaşık olarak 2-3 ayımı verdiğim Knight Online adlı ömür yiyen oyundaki karakterimi satma planlarım bir süredir kafamı kurcalamaktaydı. Bir sabah Hakan’la oturmuş muhabbet ederken; “şu karakteri satıp Rode NT-USB mikrofon mu alsam? Hem YouTube kanalları için iyi olur, hem de para çarçur olmamış olur?” dedim. Kendisinden olumlu tepki aldıktan sonra bir anda karakterdeki eşyaları parça parça satmaya başladık ve aynı gün içerisinde “Rode NT-USB Mikrofon” ilanlarına da göz gezdirmeye başladık.
Teknolojik ürünleri ikinci el almayı sevmediğim için; direkt sıfırları listeledik. Ortalama 750-850 Türk Lirası arasında bir fiyatla satılan mikrofon için 700 Lira’dan ilan görünce dayanamayıp aradık. Satıcı tabii ki; ilanın güncel olmadığını dile getirdi lakin ekledi.. “Hadi sizin için 700’den vereyim, yalnız bugün alacaksanız ve peşin paraysa!”
Koş dedim Hakan’a koş, gidiyoruz! Trafik olacağını bildiğimiz için arabayı Trump AVM’nin orada bir yere bırakıp Fatih’e metroyla gitme kararı aldık. Olayın acelesiyle “otoparka para vereceğimize şuraya sokağa bırakalım, millet bırakmış bir bok olmaz” deyip çektik arabayı. Son derece hızlı bir şekilde de meşhur Hayyam Pasajına vardık! Derken ilgili dükkana girdik, ödemeyi yapıp mikrofonu teslim aldık falan derken; dönüş başladı.
Dönüş yolunda tamamen muhabbet olsun diye, gırgırına Hakan’a “ulan düşünsene bir gidiyoruz araba yok” dedim, güle eğlene Mecidiyeköy’e kadar geldik. Arabanın olduğu sokağa dönerken Hakan; “benim arabam ağırdır, kolay kolay kimse bir şey yapamaz” dedi ve o an her şey bitti!
Tahmin edebileceğiniz üzere; arabayı park ettiğimiz yerden çekmişlerdi. Son 3 ay içerisinde başımıza ikinci kez geldiği için epey bir üzüldük ama kahkahalar içerisinde. Yani parasında falan değiliz de; önümüzdeki ve arkamızdaki arabayı çekmeden bizim arabayı o aradan alan arkadaşın emeğine büyük saygı duyduk. Buradan kendisine sevgi ve saygılarımızı iletiyoruz.
Neyse arabanın çekildiği yeri zar zor öğrendikten sonra aceleyle bir taksiye bindik. Şans bu ya; bindiğimiz takside korsan çıktı ve 5-10 liralık yer için 20 TL alıp devam etti. Bir de üstüne üstlük doğru yere de bırakmadı. Girdikçe girdi yani bize..
Hazır konu taksiye maksiye gelmişken; aklınızda bulunsun taksilerin plakaları mutlaka “T” ile başlıyormuş, biz bilmiyorduk biraz acı öğrendik (örn; 34 TAK 1907 vesaire).
İşte efendim.. Biz doğru yere yürüdük arabayı aldık falan sonra eve geldik mikrofonu inceledik. Mikrofon cidden kendi kategorisinde 10 numara 5 yıldız bir mikrofon. Daha önce stüdyo ortamında çok fazla mikrofon denemiş biri olarak; USB mikrofonu hayli beğendiğimi söylemek isterim. Ki zaten ilerleyen zamanlarda mikrofonla gerçekleştirdiğimiz projeleri blog’um üzerinden paylaşacağım..
Rode NT-USB Başlıca Teknik Özellikler
- Altın kaplı membran’lı 1″‘lik geniş kapsül
- Dahili Rycote® Lyre®kapsül shock mount sistemi
- Ultra düşük gürültü
- Mikrofon üzerinde miks kontrolü
- Tripod stand, pop filtre, ring mount, taşıma çantası ve 6 mt. USB kablo ile birlikte